İSTANBUL - ÖHD üyesi Zilan Aydın, AİHM'in Abdullah Öcalan'a yönelik “umut hakkı” ihlali kararına işaret ederek, "Kürt sorunun çözümü konusunda ısrarcılarsa umut hakkının da uygulanması gerekiyor" dedi.
Bir kişinin tahliye olma imkanı olmaksızın ömür boyu cezaevinde tutulmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "işkence ve kötü muamele yasağına" aykırılıktan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Emin Gurban, Civan Boltan ve Hayati Kaytan hakkında verdiği “umut hakkı” ihlali kararı 11 yıldır uygulanmıyor. AİHM'in ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması için yasal düzenleme talebi aradan geçen süreye rağmen yerine getirilmedi. Konu, denetim yetkisine sahip Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin de gündemine alındı. Komite'ye, yasal değişikler için hazırlayacağı eylem planı için Türkiye'ye bu yılın Eylül ayına kadar süre tanıdı. Türkiye'nin sunacağı eylem planına göre, Komite Türkiye hakkında bir karara varacak.
Kararın uygulanması için de Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Derneği (TOHAV), Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Diyarbakır Barosu, Van Barosu, Şırnak Barosu, Hakkâri Barosu ve Urfa Barosu'na ilişkin 24 Temmuz'da Komite'ye bildirimde bulundu.
Konuyu Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendiren ÖHD üyesi Avukat Zilan Aydın, ihlal kararının sonuçlarını ortadan kaldırmak için Türkiye'nin 11 yıldır herhangi bir yasal değişiklik yapmadığını hatırlattı. Türkiye'nin kararın gerekliliklerini yerine getirmemesi nedeniyle, kararın uygulanıp uygulanmadığına ilişkin bildirim yapma hakları bulunan sivil toplum örgütleri ile hukuk örgütlerinin komiteye bildirimde bulunduğunu hatırlatan Zilan Aydın, bu kapsamda 2021'den bu yana 4 kez bildirim yapıldığını belirtti.
'TÜRKİYE'NİN EYLEM PLANINDA SOMUT GEREKÇE YOK'
Yapılan bildirime dair AK Bakanlar Komitesi'nin Türkiye'den "somut eylem planı" istediğini hatırlatan Zilan Aydın, "Türkiye komiteye eylem planı sunuyor. Bu somut eylem planı dört tane şeyden oluşuyor. Bu eylem planlarında aslında somut olarak bir yol haritası sunduğunu iddia ediyor. Ancak bunların hiçbirisinde somut bir gerekçe yok. Örneğin cumhurbaşkanlığı af sistemini, ağırlaştırılmış müebbet cezasına bir alternatif ve tahliye umudu olarak gösteriliyor. Ancak bu gerçeği yansıtmıyor. Bunun yanında şartlı tahliye imkanının ağırlaştırılmış müebbet hükümlüleri için var olduğunu iddia ediyor. Ama burada bir şartlı tahliye imkânı var diyemeyiz. Çünkü İnfaz Kanunu'nda, ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlerinin 36 yıl cezaevinde kalabileceğini düzenliyor. Ancak devamında 'terör suçlusu' olarak gördüğü siyasi tutsakları, bu düzenlemenin dışında bırakıyor. Dolayısıyla ağırlaştırılmış müebbet alan tutsaklara hiçbir şekilde dışarıya çıkma mekanizması sunmuyor" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE'YE YAPTIRIM UYGULANABİLİR'
Yapılan bildirimin son olduğunun altını çizen Zilan Aydın, "AK Bakanlar Komitesi sürecin böyle gitmesi ve hak ihlalinin devam etmesi halinde sekretaryaya ara kararın kurulması gerektiği talimatını verdi. Bu ara kararın içeriğine dair bilgi sahibi değiliz. Ancak Türkiye'nin yasal düzenleme yapmamasına ilişkin bir yaptırım söz konusu olabilir" diye konuştu.
'KOMİSYONU UMUT HAKKI İÇİN BİRÇOK ŞEY YAPABİLİR'
Umut hakkının yanı sıra 10 yıllardır süren hak ihlallerinin anti demokrasinin bir sonucu olduğunu belirten Zilan Aydın, Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne işaret ederek, "Sayın Abdullah Öcalan bu sürecin başat kişisidir. Dolayısıyla bu süreç, Türkiye'nin hali hazırda yapması gereken yasal düzenlemeler yapması için de bir şanstır. Umut hakkının uygulanması bu noktada kritik bir öneme sahiptir. Meclis'te kurulan komisyon, umut hakkına dair birçok şey yapabilir. Umut hakkının uygulanması için gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirmek ve AİHM'nin 2014'te verdiği kararı uygulamasıdır. Bunun için kurulan komisyondan daha yetkili bir kurum bulamayız. O sebeple bu da bir şans diyebiliriz. Bütün grupların, temsilcilerinin bir arada bulunduğu bir komisyonun bu konuyu çözmesi elbette demokratikleşme adına da çok önemli bir adım olur diye düşünüyoruz. Kürt sorunun çözümü konusunda ısrarcılarsa umut hakkının da uygulanması gerekiyor" şeklinde konuştu.
MA / Melik Çelik