AMED - Çatışmalı süreçte çocuklarını kaybeden ve Casenê’deki töreni izleyen anneler, “Barış tek tarafla olmaz. Biz nasıl ciğerimizi kaybetmemize rağmen hala barış diyorsak; asker ve polis anneleri de bu süreçte ellerini taşın altına koysun” çağrısı yaptı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın başlattığı Barış ve Demokratik Toplum Süreci ile beraber birçok tarihi gelişme yaşandı. Abdullah Öcalan’ın 9 Temmuz’da yayınlanan videolu görüntüsü ardından Barış ve Demokratik Toplum Grubu 11 Temmuz'da Süleymaniye kenti kırsalında bulunan Şikefta Casenê bölgesinde silahlarını yaktı. Törene katılan barış anneleri sürece dair konuşarak, barışın biran önce hayat bulmasını istedi.
'EN GÜZEL HEDİYE BARIŞTIR’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile Türkiye’ye getirilmesi ardından “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemleri kapsamında 2 Haziran 2000’de bedenini ateşe veren Nesrin Teke’nin annesi Nezahat Teke de töreni izleyenler arasında yer aldı.
Nezahat Teke, “Kendime bir söz verdim, bu dünyada yaşayacağım son güne kadar, anneler ağlamasın ve bir daha çocuklarını kaybetmesin diye çalışacağım. Savaşta yüzlerce anne evladını kaybetti. Yüzlerce anne hala çocuklarının kemiklerine ulaşamadı. Bu ülkede çok ağır acılar yaşandı. Köyler, insanlar yakıldı, evlerinden zorla çıkarıldı. Çok büyük eziyetler gördü bu halk” diye yaşananları anlattı.
Yaşamını yitirenlerin geri gelmesinin ve yerlerinin doldurulmasının imkansız olduğunu söyleyen Nezahat Teke, ancak başka anneler çocuklarına sarıldığında ve onlardan haber aldıklarında mutlu olacaklarını söyleyerek, “Annelere en güzel hediye barıştır. Ancak annelerin yüreğinde ki keder, acı öyle hafifler” dedi.
‘NESRİN’İN DİRENİŞİNİ GÖRDÜM’
Süleymaniye’deki törene dair duygularını anlatan Nezahat Teke, şöyle devam etti: “Gerilların merdivenlerden gelişiyle kalbim öyle bir umutla doldu ki; herkes bir umutla ‘Acaba kızım, oğlum içlerinde mi, değil mi?’ diye merak ediyordu. Çünkü anneler bir fotoğrafa, bir sese hasretler. İşte o an Nesrin’in direnişi gözlerimin önüne geldi. O sırada Nesrin ile bedenini ateşe verdiği için hastanede aramızda geçen diyalog gözlerim önüne geldi. Nesrin’e neden kendisini yaktığını sormuştum. O ise bana dedi ki; ‘Barış öyle kolay bir şey değil, bazı şeylerin olması için bazılarının bedenini feda etmesi gerekiyor. Ben kendimi barış için feda ediyorum.’ Bende o an içimden dedim ki, ‘Bedeninizde alevlenen o ateş bu savaşı sonlandıracak.”
Törenin ardından devletin hala adım atmamasını eleştiren Nezahat Teke, "Eğer barış inşa edilecekse, iki tarafından adım adım bir birlerine gelmeleri gerekir. Devletinde adım atması gerekiyor. İmralı’nın yolu açılmalı. Biz gördük başkası görmesin. Bir daha ne gerilla, ne asker ölsün, ne Kürt annesi ne Türk annesi ağlasın. Tutsaklar bırakılsın" diye aktardı.
İKİ ÇOCUĞUNU KAYBETTİ
Barış Annesi Kudret Eryılmaz (64) da, bir oğlunu DAİŞ’e karşı savaşta, bir kızını da Kürt özgürlük mücadelesinde kaybetti. 2013'te katılım yapan Rıdvan Eryılmaz (Canfeda) 2016’da yaşamını Kobanê'de yaşamını yitirdi. Abisinin mücadelesini sürdürme kararlılığıyla 2016 yılında yönünü dağlara çeviren Zehra Eryılmaz (Doğa Canfeda) 2019’da Muş'ta çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdi.
Kudret Eryılmaz, “Oğlum Kobanê’ye yönelik DAİŞ saldırısı döneminde şehit düştü. O süreçte bizde anneler olarak sınırda nöbetteydik. Bir gün 7 kişinin cenazesi geldi ama kimlere ait olduğunu bilmiyorduk. Meğer oğlumda onların arasındaymış. Kobanê savaşı bittikten sonra oğlumun şehit düştüğü haberini verdiler. Cenazeyi almak için dilekçe verdik ancak 3 yıl sonra alabildik. Sonrasında kızım Zehra da katılım yaptı, şehit düştü” dedi.
'EVLATLARIMI GÖRMÜŞ GİBİ OLDUM'
Silah yakma törenine işaret eden Kudret Eryılmaz, “Onlar dağdan inerken evlatlarımı görmüş gibi oldum. Onlardan gelen koku aynı çocuklarımdan gelen kokuydu. Onların konuşma yaptığı platform da tam güneşin önündeydi. Güneşin yönü tam üzerlerindeydi. Bizde tam ön sırada oturmuş bekliyorduk. Oradan geldikleri zaman dedim ki ‘boyunuza posunuza kurban olayım. Her şeye rağmen barış diyoruz’. Geride kalanlar anneleriyle kavuşsun" ifadelerini kullandı.
Özgür bir ülkede kendi kimlikleriyle yaşamak istediklerini ifade eden Kudret Eryılmaz, “Barış tek tarafla olmaz. İki taraflı olmalı. Biz nasıl ciğerimizi kaybetmemize rağmen hala barış diyorsak; asker ve polis anneleri de bu süreçte ellerini taşın altına koysun; Bu kan durdurulsun. Bu kanı durdurabilecek kişiler annelerdir. Ancak anneler bu kanı durdurabilir" diye konuştu.
MA/ Heval Önkol