İSTANBUL - İsrail-İran arasındaki savaşa dikkat çeken ve Filistin-İsrail krizinin tüm Ortadoğu’da istikrarsızlık yarattığını ifade eden Araştırmacı yazar Ümit Aktaş, çözümün Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla ortaya koyduğu perspektifle sağlanacağına işaret etti.
İran ve İsrail'in bölgesel hegemonya kurma arayışlarındaki rekabetin yarattığı gerilim, 13 Haziran'da İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine ve füze üslerine düzenlediği kapsamlı saldırılar, iki ülke arasında savaşa dönüştü. Savaşın bölgesel bir savaş dönüşmesi ya da ağır bir tahribata yol açmasından endişe edilirken, Bir Grup Müslüman Aydın arasında yer alan araştırmacı yazar Ümit Aktaş, İran-İsrail arasında patlak veren savaşın, ABD ve İsrail'in Ortadoğu'da tahakküm planının bir parçası olduğunu söyledi. İsrail-İran savaşının Hamas'ın 7 Ekim saldırısıyla tariflenebileceğini, ancak bunun milat olmadığını, öncesinde de çatışma ve gerilimlerin mevcut olduğunu belirtti. Filistin'in sürekli İsrail saldırısı altında kaldığını, İran da buna müdahil olarak Suriye ve Lübnan Hizbullah'ı ile ittifak kurarak bölgeye yerleştiğini ifade eden Aktaş, "Bu gelişmelerde çatışmayı İsrail-Filistin çatışması olmaktan çıkarıp İran-İsrail çatışması haline getirdi" dedi.
'NİHAİ ÇÖZÜM BARIŞ'
İran'ın kendisine yakın güçlerle İsrail'e karşı savaş verdiğini dile getiren Aktaş, "Yakın zamanda İsrail'in İran'a yaptığı hava saldırıları ve İran'ın buna karşılık yaptığı füze saldırıları ile sıcak savaşa dönüşerek bölgeyi yeniden bir çatışma içine soktu. Sıcak savaş sınırlandırılıp teskin edilebilir, ancak bu sorunun biteceği anlamına gelmiyor. Sorunun çözülmesi için bölgede nihai barışın sağlanması lazım" ifadelerini kullandı.
'HALKLARA GÜVENCE VERİLMELİ'
Yaşan sistemsel krizin savaşla aşılamayacağını söyleyen Aktaş, krizin Avrupa Birliği (AB) gibi konfederal bir yapı veya orada yaşayan halkların birlikte özerk, bağımsız bütünleşik bir statüye kavuşturulmalarıyla mümkün olacağını dile getirdi. Aktaş, "Bu bölgede yaşayan halkların statüleri çok belirsiz. Halkların bu belirsizlikten kurtulmaları için daha üst bir tanımlama ve o tanıma bağlı olarak kendilerinin özerk ve demokratik haklarına kavuşmuş bir statü ve güvence gerekiyor. Bu güvencenin orada yaşayan Filistin halkı, İsrail halkı, Kürtler, Süryaniler Ermeniler, Êzidîlerin tümünü kapsamalı. Halkların siyasal özgürlüklerine kavuşma, haklarının garanti edildiği kapsamlı bir sisteme ihtiyaç var. Bu girişimin ortaya çıkması için ABD ve İran gibi dışarıdan müdahalenin kaldırılması gerekiyor" şeklinde konuştu.
'YENİ BİR BÖLGE HARİTASINA İHTİYAÇ VAR'
Ortadoğu'da Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Sykes-Picot Antlaşması'yla ortaya çıkan yapay haritanın değişmesi gerektiğinin altını çizen Aktaş, "Bu haritanın bir şekilde aşılması gerekiyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bölgede ortaya çıkan Filistin-İsrail krizi bölgeyi sürekli istikrarsız hale getiriyor. Bu nedenle bu krizi aşacak ve her iki halkı da memnun edecek bir yapının ortaya çıkması gerekiyor. Yine dört ülkeye ayrılmış olan Kürt halkını özgürlüğe ve rahata kavuşturacak, siyasal özgürlüklerini sağlayacak bir statükonun ortaya çıkması gerekiyor. En son Abdullah Öcalan tarafından yayınlanan bildiride değinildiği gibi meseleyi demokratik ve bağımsız bir özgürlük hali ile tanımlayan yeni bir bölge anlayışı tanımının yapılması, daha demokratik, sınırların geçişken, dini ve siyasi hakların tanındığı, çeşitli kültürler arasında ilişkilerin rahatlatıldığı bir bölge haritasının ve birlikteliğin ortaya çıkması gerekiyor" diye belirtti.
'SAVAŞTAN BİRAN ÖNCE VAZGEÇİLMELİ'
Bölge ülkelerinin biran önce savaş anlayışından vazgeçmeleri gerektiğini vurgulayan Aktaş, şunları söyledi: "Savaşlar herhangi bir anlaşmazlığın sonunu getiremediği gibi, bölgeye sürekli dış ve küresel güçlerin müdahalesi ile istikrarsızlığın devamı gibi bir duruma yol açıyor. Bunun çıkışının sağlanması için aralarındaki bu silahlı çatışmayı bir kenara koyup, müzakere ve barış yoluna gitmeleri, coğrafyayı yeniden paylaşmaları ve birlikte yaşamanın imkanını görüşerek ve tartışarak insanca bu sorunları çözmeleri gerekiyor. Bu durumun bir şekilde aşılması lazım. Bunun için de bölge içerisindeki aktörlerin öne çıkması gerekiyor. Mesela Türkiye'deki barış sürecinde öne çıkan Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan gibi aktörlerin yanı sıra İsrail ve Filistin'deki sivil toplum örgütleri ve içerisindeki aktörlerin öne çıkarak inisiyatif almaları ve bölgeye yapılan dış müdahalelerin önünü kesmeleri gerekiyor. Dış müdahaleler olduğu sürece bu bölgenin durulması ve barışa kavuşması mümkün değil."
ÜMİT AKTAŞ KİMDİR?
Ümit Aktaş 28 Ağustos 1955'te Erzîngan'ın Refahîye ilçesi Pınaryolu köyünde doğdu. İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Kadıköy Elektrik Mühendisliği Bölümünü bitirdi. Üniversite yılları içerisinde şiir yazmaya başladı. Şiir ve denemeleri, çeşitli gazete ve dergilerde yayınlandı. Makale, şiir ve makaleleri 1989 yılından itibarenYeni Devir, Aylık Dergi, Yeni Yorum, Girişim, Bu Meydan, Yeni Zemin, Kitap Dergisi, Nehir, Bilgi ve Hikmet, Değişim, Harman, Kaknüs gazete ve dergilerinde yayımlandı. Özgün Düşünce dergisinin yayın yönetmenliğini ve Özgün Duruş Gazetesi'nin yayın koordinatörlüğünü yaptı.
ARAŞTIRMA-DENEME ESERLERİ
Toplumsal Hareketlerde Yöntem (1989), Anarşizm (1992), Tarihin Devrimci Yüzü ve İslâmi Devrim (1996), Düşünsel Yöntemler ve Toplumsal Hareketler (1996), İslâmî Hareketin Vasıfları (1996), İslâmî Hareket ve Yöntem (1996), Akıl, Aşk ve İslâm (1997), Osmanlı Çağı ve Sonrası (1998), Okuma Serüveni (1997), İslamî Hareket -Etik Estetik Politik, Toplumsal Hareketler ve Devrimler, İnsan ve İslam, Bir Kriz Sürecinde Strateji Arayışları, Edebiyat İdeoloji ve Poetika, Çağımızın Tanıkları, Yüzyıl ve Gelecek, Yolda Olmak, Yeni Bir Dünya Üzerinde Düşünmek, Cihad ve Şiddet Dışı Direniş ve Toplumun Kuruluşu: Etik İktisat ve Siyaset.
ŞİİR: Cennetten Düşüş (1998), Şehri Terketmeden Önce.
ROMAN: Âdem (2000), Rüya, Yeşil Vadi, Musa ve Yol Arkadaşı, Kitabevi, Gemi.
MA / Esra Solin Dal