Ayşegül Doğan: Süreci destekleyecek gelişmelere ihtiyaç var 2025-06-27 10:56:22 ANKARA - Kobanê Davası’nda açıklanan gerekçeli kararının hukukla ilgisinin olmadığını belirten DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, sürece dikkat çekerek, “Bu iklimi destekleyecek gelişmelere ihtiyacımız var” dedi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, güncel siyasi gelişmelere dair partisinin Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenliyor.   Konuşmasına, Kobanê Davası’nda açıklanan gerekçeli karara dair değerlendirme yaparak başlayan Ayşegül Doğan, “Önce partimiz açısından ve aslında Türkiye açısından önemli bir kararla başlamak istiyorum. Kobanê Kumpas davasıyla başlamak istiyorum. Niye bu karar bütün Türkiye açısından önemli. Çünkü söz konusu dava ve benzerleri sadece DEM Parti, seçmenlerini ilgilendirmiyor. Tüm Türkiye’nin herkesin özgürlük eşitlik barış demokrasi ve adalet hakkını ilgilendiriyor. Kobanê Kumpas Davasında kabaca yaptığımız bir hesaplamada 16 Mayıs 2024’te 400 yılı aşkın cezalar verildi. İnsanlar yalnızca siyaset yaptıkları için yıllarca gerekçe olarak gösterilen hiçbir konuda suç unsuru bulunamayıp ne yapıldı? Konuştukları, siyaset yaptıkları için siyasetçilere 400 yılı aşkın cezalar verildi. Peki, bunca zaman sonra ortaya çıkan gerekçeli karar metninin hukukla bir ilgisi ülke adına ne yazık ki yok” dedi.   KOBANÊ DAVASI    Ayşegül Doğan, şöyle devam etti: “15 günde yazılabilecek bir metinden bahsediyoruz, 13 ay sonra yazıldı, hatta 13 ayı aşkın bir zamanda. Bu süre boyunca yine insanların özgürlük hakları ellerinden alınmaya devam edildi. Kısıtlı bir temyiz süresi var. 32 bin 630 sayfa ortaya çıktı. Zaten hukuki gerekçe bulabilselerdi 32 bin 630 sayfaya ihtiyaç duymadan bu hukuki gerekçeyi yazarlardı. En başından beri ne diyoruz bu davada 42 yıl ceza alan Selahattin Demirtaş’ın savunmasından alıntıyla ifade etmek gerekirse ‘bu bir siyasi intikam davası, bu bir rövanş davası’. Bakın burada bugün bazı alıntılar yapacağız. Bir kez daha göreceksiniz Kobanê Kumpas Davasının fikirlerin yargılandığı dava olduğunu. Demokratik siyaseti kuşatma davası olduğunu. Bizim için Kobanê davası önemli bir dava çünkü içinde geçtiğimiz süreçte tüm Türkiye’nin demokratik siyaset alanının genişlemesi ihtiyacından ve bunun içinde bir takım çözüm önerilerinden bahsediyoruz. Pratik göstergeler diyoruz, toplumun hukuka demokrasiye ihtiyacı var diyoruz. Hangi kesimden olursa olsun bugün Türkiye’de hangi dilde konuşursa konuşsun herkesin ortak ihtiyacı adalet duygusudur. Hırpalanmış tahrip edilmiş bu adalet duygusunun tesis edilmesi gerekiyor. Bu sebeple Kobanê davası çok önemli bir emsal dava. Bakın yalnızca siyasetçiler değil gazeteciler de kuşatılmış vaziyette. Bir yandan RTÜK cezaları, bir yandan soruşturmalar, bir yandan kendi ayağıyla ifade vermeye giden gazeteciye tutuklama kararı. Şimdi bu belirsizlikleri, bu endişeleri artırmanın nasıl bir anlamı var? İçerde tutulan bu hayatlar. Hepimizin hayatları içerde tutuluyor.   DEMOKRATİK SİYASET SUÇ DEĞİL   İçinden geçtiğimiz iklimde bunun değişmesine ihtiyacımız olduğunu yaptığımız yazılı açıklamada da ifade ettik. Bu iklimi destekleyecek gelişmelere ihtiyacımız var. Buralardan başlayabiliriz. Evet, bunlar tek başına Kürt meselesini çözmez. Türkiye’nin demokrasi sorununu çözmez elbette. Ama bunlar önemli başlangıçlar ve bu tür başlangıçlar toplumda farklı duygular yaratabilir. Bu duygular da bizi daha kolay ortaklaştırabilir toplumsal ortaklığı güçlendirebilir. İşte güçlendirici adımlar böyle olabilir. Yoksa siz toplumun gerçeklik algısını yerle bir edip asıl hedef olan demokratik siyaset alanını daraltmak ya da HDP’nin demokratik siyaset meşruiyetini kullanmak için bunu elverişli bir malzeme olarak kullanmaya devam ederseniz toplum sorgular sorar ve endişelerini itirazlarını yüksek sesle ifade eder. Demokratik siyaset hakkı suç değildir. HDP’li olmak, DEM Parti’li olmak, ortak değerler için mücadele etmek suç değildir.”   KOMİSYON KURULMASINDA MÜTABAKAT VAR   DEM Parti olarak, Meclis’te kurulması beklenen komisyonun “özel yetkili bir komisyon” olması gerektiğini ifade ettiklerini belirten Ayşegül Doğan, “Bugün görüyoruz hem siyasi partilerde hem de toplumda komisyon fikrine ve kurulmasına ilişkin önemine ilişkin, komisyonun esasta taşıyacağı karakteristik özelliğine ilişkin birtakım mutabakatlar var. Temelde şöyle bir mutabakat var. Komisyon kurulmalı. Biz DEM Parti olarak bunu büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz ve ayrıca bunun öneminin farkında olarak çalışıyoruz. Bizim bu konuda taslağımızın hazır olduğunu söylemiştik. Bu taslağı pazartesi günü Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a diğer siyasi partilerin de yapacağı gibi sunacağız. Bu konuda meclis başkanının inisiyatif almış olması grup başkanvekillerini toplamış olması onların fikirlerine başvurmuş olması da çok önemli. Komisyon konusunda kendilerinin olumlu yapıcı yaklaşımlarını da olumlu buluyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yaptığı açıklamalar var konuya ilişkin. Tüm bunlar genel bir konsensüse işaret ediyor. Bu konsensüse ilişkin şuan için detaylı bilgi verecek durumda değiliz. Çünkü konsensüs arayışı devam ediyor buna ilişkin görüşmeler devam ediyor. Dün İmralı Heyetimiz Pervin Buldan ve Mithat Sancar Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile bir görüşme gerçekleştirdiler. Akabinde görüşmenin içeriğine dair komisyonla ilgili de fikirlerini açıkladılar. Biz bu konuda niye ciddiyetle yaklaşılması gerektiğini ısrarla belirtiyoruz. Diyoruz ki sözünü ettiğimiz konu insan hayatı. Silahların tümden devre dışı bırakılması ve bunun için gerekli tüm mekanizmaların bir an evvel geciktirilmemesi gerekiyor” dedi.    HASTA TUTSAKLAR   DEM Parti Grup Başkanvekilleri ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç arasında gerçekleşen görüşmeye değinen Ayşegül Doğan, hasta tutsakların da gündemde olduğunu hatırlatarak, “Bu ülkede demokratik bir işleyiş işten bahsetmek istiyorsak. Hapiste tutulamayacak durumda olan insanları hapiste tutamazsın. Bu bir temel insan hakkı ihlali zaten insanları siyasi nedenlerle içerde tutuyorsunuz. Asla adil yargılanma hakkı gözet silmiyor, üstüne bir de hasta tutsakların içeride belki de son günlerine son anlarını geçirmesine neden oluyorsunuz. Buna da gerçekten artık son verilmeli. Adaletten bahsediyorsak, demokrasiden bahsediyorsak, insan haklarından bahsediyorsak. İdare ve Gözlem kurullarının tahliyesini engellediği tutsaklar var. Hakikaten bu yalnızca DEM Parti’nin gündemi olmamalı tüm siyasi partiler bu konutlara ilişkin tutum sergilemeli” dedi.