İddianamesi 2 kez iade edilen Turan 6 aydır tutsak 2025-05-10 09:06:32   İSTANBUL - "İstihbari bilgi" iddiasıyla 6 ay önce tutuklanan ve iddianamesi mahkeme tarafından “örgüt üyeliği” şartları oluşmadığı gerekçesiyle 2 kez iade edilen Abdulsamet Turan’ın avukatı Şükrü Alpsoy, “Müvekkilim tahliye edilmeli" dedi.    Abdulsamet Turan, hakkında “istihbari bilgi” olduğu iddiasıyla 30 Ekim 2024 tarihinde İstanbul’da evine düzenlenen baskınla gözaltına alındı. Turan’a “örgüt üyeliği” iddiasıyla işlem yapıldı. El konulan telefonunda Federe Kürdistan Bölgesi Bayrağı ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) flaması önünde zafer işaretli fotoğrafı olduğu gerekçe gösterilerek, 2 Kasım 2024’te tutuklandı. O tarihten bu yana Silivri’de bulunan Marmara Kapalı Cezaevi’nde tutsak olan Turan hakkında, “örgüt üyeliği” iddiasıyla hazırlanan iddianame, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “örgüt üyeliği” şartlarını taşımadığı gerekçesiyle iade edildi.    Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Turan hakkında, “örgüt üyeliği” iddiasıyla ikinci kez iddianame hazırlandı. İkinci kez hazırlanan iddianamede yine aynı gerekçelerle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iade edildi. Turan’ın 6 ayı aşkındır iddianamesi hazırlanmadığı için duruşması yapılamıyor.   6 Turan’ın avukatı Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Şükrü Alpsoy ve babası Hasan Turan, konuya dair değerlendirmelerde bulundu.   ‘İSTİHBARİ BİLGİ DELİL YAPILAMAZ’   Gözaltına alınıp tutuklanmasının tek delilin istihbari bilgi olduğunu vurgulayan Turan’ın avukatı Şükrü Alpsoy, telefonunda bulunan fotoğraflar nedeniyle Turan’ın tutuklandığını ifade etti. Alpsoy, “Müvekkilim sırf bu nedenle yaklaşık 6 aydır hürriyetinden yoksun ve hukuksuz bir şekilde tutuklu. Müvekkilimin tutuklanmasına, ‘istihbari’ bilgi gerekçe gösterildi. Ama istihbari bilginin delil olmadığına dair yüzlerce mahkeme kararı var. İstihbari bilgi sonucunda yapılan telefon incelemesi de hukuka aykırı” dedi.   KÜRDİSTAN BAYRAĞINA HAKARET   Turan’ın telefon incelemesinde ortaya çıkan iki fotoğrafın da, “örgüt üyeliği” suçunu oluşturacak görseller olmadığını belirten Alpsoy, “Telefonunda bulunan Kürdistan bayrağını suç olarak kabul etmişler. Tutuklama kararına da bunu yazmışlar. Üstüne kolluk ifadesinde de resmi Kürdistan bayrağından ‘bez parçası’, ‘sözde Kürdistan bayrağı’ gibi tanımlamalar yapılmış. Bu da aslında onların meseleye bakış açısını ortaya koyuyor. Kürdistan yetkilerinin Türkiye'ye geldiğinde önünde Türkiyeli yetkililerle fotoğraf çekilen bir bayrağın tutuklama gerekçesi yapılması, hukuksuzluğun ne kadar olduğunu ortaya koyuyor” diye belirtti.   ‘TAHLİYE EDİLMİYOR’   Turan’ın, tutsaklarla dayanışma için Adalet Nöbeti eylemi gerçekleştiren annelerle ve DEM Parti flaması önünde zafer işaretiyle fotoğraf çekmesinin tutuklama gerekçesi yapıldığını söyleyen Alpsoy, “Müvekkilim, ‘örgüt üyeliği’ isnadıyla ‘kuvvetli suç şüphesi bulunduğu’ gerekçesiyle 6 ayı aşkın bir süredir tutuklu. 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi iade gerekçesinde ‘örgüt üyeliği iddiasını somutlaştıramadığını’ belirtti. İade gerekçesi bile dosyada tutuklamayı gerektirir yeterli delil olmadığı anlamına geliyor. Ama buna rağmen müvekkilim tutuklu. Dosya savcısı ve mahkeme heyeti bizimle görüşmedi. Dosya bir ‘paradoksa’ dönüştü. Savcı ‘dava açılmadığı için tahliye etmem’ diyor. Mahkeme, ‘İddianameyi iade ediyorum. Ettiğim için dosya önümde değil ve tahliye etme yetkim yok’ diyor. Savcı katibi ile konuştuğumda bana, ‘Şahsın tahliye olması gerekiyor. Savcı böyle düşünüyor’ dedi. 14. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye düşünüyor. Ama herkesin tahliye edilmesi gerektiğini düşündüğü bir isim halen tutuklu. Bu sürecin sonunda ‘örgüt üyeliği’ suçundan beraat edeceği açık. Ama bir kişinin ömründen 6 ay çalınması kabul edilmez. Müvekkilimin tahliye edilmelidir” diye konuştu.     ‘HUKUK UYGULANMIYOR’   Turan’ın babası Hasan Turan, oğlunun yedek araba parçalarının yapıldığı bir firmada çalıştığını dile getirerek, “Evden işe giden bir kişiydi. Aile olarak da mağduruz. Hem hukuksal hem ailesel olarak mağduruz. Hukuk işlemiyor. Hukuka göre cezaevinde kalamaz. Bu ülkede adalet ve hukuk uygulanmıyor. Görüşüne gittiğimizde bize sürekli bize moral veren ‘dik durun’ diyen oğlum, en son görüşüne gittiğimizde haberi aldığında ağlamaya başladı. Şu an yürütülen bir süreç var. Cezaevlerinde benim oğlum dahil hukuksuzluğa maruz kalan bir sürü insan var. Eğer barışta samimiyseniz hukuksuzluğa maruz kalan bütün arkadaşlarımızı serbest bırakın” ifadelerini kullandı.    MA / Ömer İbrahimoğlu - Melik Çelik